“İrade dışı” Nedir? İstençsizliğin Felsefi ve Hukuki Çerçevesi
Hayatımıza yön veren kavramlardan biri olan “irade”, kişinin bir şeyi yapma veya yapmama yönünde bilinçli karar alabilme yetisini işaret eder. Bu bağlamda “irade dışı” ifadesi ise, tam tersine, kişinin kendi isteğiyle yönlendirilmediği, bilinçli kararı dışında gerçekleşen durumları tanımlar. Türk Dil Kurumu sözlüğü de “irade dışı”yı “istençsiz” olarak karşılamaktadır. [1]
Aşağıda bu kavramı tarihsel kökenlerinden başlayarak felsefi, etik ve hukuki boyutlarıyla detaylı şekilde inceleyeceğiz; ardından günümüzdeki akademik tartışmalarına, anlam derinliğine ve varoluşsal yankılarına bakacağız.
Tarihsel Arka Plan
Kavram olarak “irade” kelimesi Arapça «irâde» kökünden gelir; “istemek, dilemek” anlamlarına işaret eder. [2] Orta Çağ İslam kelâm geleneklerinde irade, nefsin bir işi arzulaması ve gerçekleştirmeyi dilemesi şeklinde tanımlanmış; ancak “irade dışı” ya da “irade ayıpları” çeşitli şekillerde tartışılmıştır. [3] Örneğin bir kişi eylemde bulunmuş ama bu eylem bilinçli karar ve yönlendirme sonucu değil de zorunluluk ya da dışsal baskı nedeniyle gerçekleşmişse, bu “irade dışı” ya da “iradesi zayıf” olarak ele alınmıştır.
Modern felsefede ise irade ile özgürlük arasındaki ilişki üzerine yoğun tartışmalar yapılmıştır. [4] Bu tartışmalar çerçevesinde, “irade dışı” durumlar, yani bireyin kendi bilinçli isteği dışında hareket etmesi, özgürlük, sorumluluk ve ahlaki yükümlülük meselelerini yeniden gündeme taşımıştır.
Felsefi Boyut: İstençsizliğin Anlamı ve Sınırları
İstençsiz eylem – ontolojik boyut
Ontolojik olarak, bir varlık “irade dışı” hareket ettiğinde kendi potansiyelini ve özgürlüğünü tamamıyla ortaya koyamamış demektir. Bu durumda özne, “kendi kendiyle olma” durumundan çıkarak dışsal bir zorunluluğa boyun eğmiş hâle gelir. Bu da bir varlık olarak “özgürlük” ve “öz‑yönelim” potansiyelinin kırılmasına işaret eder.
Bilgi ve eylem arasındaki epistemolojik sorun
Bir kimse bilerek hareket etmediğinde (yani iradesi devrede değilse) bilgi ile eylem arasındaki ilişki zayıflar. Yani “şu şeyi bilirim ve yapabilirim” demekle “şu şeyi yapıyorum” arasında köprü kuramamış olunur. “Irade dışı” durumda kişi belki bilgilidir ama bu bilgiyi kendi isteğiyle eyleme koymaktan uzaklaşmıştır.
Etik sorumluluk ve irade dışı hâller
Etik açıdan bakıldığında, bir eylem irade dışı gerçekleşmişse, failin ahlaki sorumluluğu da tartışmaya açılır. Çünkü sorumluluğun ön koşulu olarak genellikle “bilinçli irade ve karar verme yetisi” aranır. Dolayısıyla “irade dışı” eylemler, etik ödev, ceza ya da sorumluluk açısından farklı değerlendirilmelidir.
Hukuki Perspektif ve Güncel Tartışmalar
Hukuki literatürde irade dışı olma hâli sıklıkla “irade ile beyanın” uyumsuzluğu bağlamında ele alınır. Bir kişinin iradesi ile yaptığı beyan arasında uyumsuzluk olduğunda (örneğin kişinin gerçekten istemediği halde bir sözleşme imzalaması) bu “hata, hile, tehdit” gibi sakatlık halleriyle ilişkilendirilir. [5] Ayrıca Türk Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı Hukuk Sözlüğü’nde “iradi / irade dışı” terimleri açıkça “dışsal zorlamaya ya da bilinci tam devrede olmadan yapılan” işlemleri tanımlar. [6]
Günümüzde akademik literatürde özellikle psikoloji, nörobilim ve hukuk etkileşimi açısından “irade dışı davranış” kavramı önem kazanmıştır. Örneğin zihinsel bozuklukların, nevrozların, bağımlılıkların “irade dışı” davranışlara yol açabileceği; dolayısıyla bu eylemlerde sorumluluğun sınırlarının yeniden çizilmesi gerektiği tartışılmaktadır.
Akademik Tartışmaların Ana Hatları
– “Özgür irade vs belirlenimcilik” tartışmaları çerçevesinde, irade dışı durumlar özgürlüğün sınırlarını görünür kılar. [4]
– “Sorumluluk ve ceza hukuku” alanında, failin eylemi irade dışıysa kusurun ne oranda olduğu sorgulanmaktadır.
– “Etik psikoloji” ve “ahlâk nörobilimi” açısından, içsel ya da dışsal baskılar altında gerçekleşen eylemler “irade dışı” olarak değerlendirilebilmekte ve kişisel etik sorumluluk üzerindeki etkileri incelenmektedir.
Sonuç ve Düşündürücü Sorular
Sonuç olarak, “irade dışı” kavramı yalnızca dilsel bir ifade olmaktan öte, felsefi, ontolojik, epistemolojik ve etik olarak derin anlamlar taşır. İrade dışı durumlar, bir yandan bireyin kendi eylemlerini yönlendirme kapasitesini sınırlandırırken, diğer yandan toplumun sorumluluk, suç, ceza ve hak‑yükümlülük gibi meselelerine dair yeniden düşünmeyi zorunlu kılar.
İşte düşündürücü bazı sorular:
– Bir eylem irade dışı gerçekleştiğinde, failin sorumluluğu tamamen ortadan mı kalkar yoksa sınırları nasıl belirlenir?
– Irade dışı davranışların sayısının artması (örneğin teknolojik bağımlılıklar, bilinçaltı yönlendirmeler) özgürlük anlayışımızı nasıl dönüştürür?
– Toplumsal düzeyde “irade dışı” kabul edilen davranışlara karşı ne tür etik ve hukuki düzenlemeler yapılmalıdır?
Bu sorular, “irade dışı” kavramının yalnızca bireysel değil, toplumsal ve kültürel bağlamda anlam kazandığını göstermektedir.
—
Sources:
[1]: https://kelimeler.net/irade%20d%C4%B1%C5%9F%C4%B1-kelimesinin-anlami-nedir?utm_source=chatgpt.com “İrade Dışı Ne Demek? – kelimeler.net”
[2]: https://bianet.org/yazi/iradeye-felsefeyle-bakmak-i-272182?utm_source=chatgpt.com “İradeye felsefeyle bakmak – I – Bianet”
[3]: https://islamansiklopedisi.org.tr/irade?utm_source=chatgpt.com “İRADE – TDV İslâm Ansiklopedisi”
[4]: https://bilgira.com/felsefede-ozgur-irade-ve-determinizm-tartismasi/?utm_source=chatgpt.com “Felsefede Özgür İrade ve Determinizm Tartışması – Bilgira”
[5]: https://acikders.ankara.edu.tr/mod/resource/view.php?id=36522&utm_source=chatgpt.com “Slayt 1 – Ankara Üniversitesi”
[6]: https://sozluk.adalet.gov.tr/irad?utm_source=chatgpt.com “TÜRKİYE CUMHURİYETİ ADALET BAKANLIĞI HUKUK SÖZLÜĞÜ”